Birincisi: Nev-i beşerin hemen yarısını teşkil eden çocuklar, yalnız Cennet fikriyle, onlara dehşetli ve ağlatıcı görünen ölümlere ve vefatlara karşı dayanabilirler ve gâyet zaîf ve nazik vücudlarında bir kuvve-i mâneviyye bulabilirler ve her şeyden çabuk ağlayan gâyet mukavemetsiz mizâc-ı ruhlarında, o Cennet ile bir ümit bulup mesrûrâne yaşayabilirler. Meselâ Cennet fikriyle der: «Benim küçük kardeşim veya arkadaşım öldü, Cennetin bir kuşu oldu. Cennette gezer, bizden daha güzel yaşar.» Yoksa, her vakit etrafında kendi gibi çocukların ve büyüklerin ölümleri, o zaîf bîçarelerin endişeli nazarlarına çarpması; mukavemetlerini ve kuvve-i mâneviyyelerini zîr ü zeber ederek gözleriyle beraber ruh, kalb, akıl gibi bütün letâifini dahi öyle ağlattıracak, ya mahvolup veya divâne bir bedbaht hayvan olacaktı...